Dara Anastasiopolis - Mardin
Dara Anastasiopolis, Mardin ilinde bulunan eski bir yerleşimdir. Mardin turlarımız ile gezdiğimiz Dara'nın adının tam kökeni net olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklara göre adının Pers kralı Darius'a atfedildiği düşünülmektedir. Issus Muharebesi sırasında Pers Kralı Darius'un savaş meydanından kaçtığı rivayet edildiğinde, Büyük İskender'in Nusaybin'i geçerek son darbeyi vurduğu bilinmektedir. Bu nedenle, Dara'nın Darius'un askeri bir karakolu olabileceği varsayımı ortaya atılmaktadır.
Antik şehir Dara, Bizans İmparatoru Anastasius döneminde kurulmuş, Sasani İmparatorluğu'na karşı sınırları koruma amacıyla inşa edilmiştir. Bu dönemde şehir, Mezopotamya'nın önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş ve Anastasiopolis adıyla anılmıştır. Anastasius'un yönetiminde şehre metropolis statüsü verilmiş ve Mezopotamya'nın idari merkezi olmuştur. Dara, Bizans İmparatoru Justinianus I döneminde ise surlarının onarıldığı, yeni binaların inşa edildiği ve sarnıçlar yapıldığı bir dönem yaşamıştır. Kazılar sırasında şehrin daha eski tarihlerden kalma kalıntılarının bulunması, Dara'nın daha köklü bir kültürel geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Dara, su sistemiyle dikkat çekmektedir. Şehir surları, iç kalesi, kuleleri ve hendekleri gibi savunma yapılarıyla çevrilidir. Bu su sistemleri, uzun süren kuşatmalar sırasında savunma gücünü artırmıştır. Dara'nın günümüze ulaşan kalıntıları çoğunlukla erken Bizans dönemine aittir, ancak şehir Geç Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yapıları da içerir. Bunlar arasında agora, sütunlu caddeler, büyük kilise, mozaik yapılar, bazilika tarzı binalar, saray, zindan, cephanelik, köprüler, sarnıçlar, su seti kalıntıları, nekropol, şehir surları ve kapıları yer alır. Ayrıca, köy çevresinde Roma dönemine tarihlenen mağara evleri bulunmaktadır.
Dara, kayalara oyulmuş binalarla geniş bir alana yayılmıştır. Şehir, Kuruçay Nehri'ne kadar uzanan doğu tarafındaki kayalara oyulmuş mezarlarla çevrilidir. Şehri koruyan 4 kilometrelik bir surla çevrili, güneye ve kuzeye açılan iki kapısı bulunmaktadır. Bu kapıların her iki tarafındaki kuleler, şehrin güvenliğini artırmak amacıyla inşa edilmiştir. Şehrin doğusunda ise iki yakın kule arasında bir giriş tespit edilmiştir. Duvarlar yaklaşık olarak iç ve dış taraflarında iyi kesilmiş taşlarla inşa edilmiştir. Duvarlar dışarıdan farklı şekillerde yerleştirilmiş kulelerle güçlendirilmiştir. Şehrin doğusunda ana kayaya oyulmuş hendekler bulunmaktadır. Ancak sarp arazi nedeniyle, bu hendeklerin kuru olduğu ve savunma amaçlı olarak suyla doldurulmadığı düşünülmektedir. İç kale, şehrin kuzeyinde, şehrin kuzey kapısı olarak bilinen bölümün üst platosunda yer almaktadır. Şehre su sağlayan duvarların taban seviyesindeki beş yuvarlak kemerli açıklık, şehir içine su girişi sağlar. Şehirden suyun çıkışı da aynı sistemle gerçekleşir.
Şehir içinde, Dara Nehri'nin batı kıyısında kuzeye doğru uzanan geniş bir cadde bulunuyor. Bu cadde boyunca, nehir kenarındaki batı tarafında bir portiko ve arkasındaki dükkanlar veya atölyeler bulunması, buranın sadece bir cadde değil, muhtemelen ticaret için ayrılmış halka açık bir alan olduğunu gösteriyor. Şehrin en önemli özelliklerinden biri ise Dara Nehri'dir. Bu nehir, şehri doğu ve batı bölgelerine ayırır. Şu anda kurumuş bir nehir yatağı gibi görünse de, geçmişte şehrin sosyal yaşamında önemli bir rol oynamış ve şehre hayat vermiştir. Binaların sel suları tarafından zarar görmesini önlemek için, şehir içindeki nehrin her iki tarafı da taş duvarlarla çevrilmiştir. Şehirdeki köprülerin tasarımına bakarak, nehrin küçük bir akarsu olmadığı açıkça anlaşılır. Şehirdeki suyun işlenmesini ve tahliyesini düzenlemek için kullanılan su kapıları, Roma dönemi mimarisinin önemli su yapılarıdır. Bu yapılar arasında en dikkat çekici olanlarından biri, şehirdeki suyun güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayan su kapılarıdır.
Şehirde eskiden 10 sarnıç bulunduğunu biliyoruz, ancak üçü günümüze ulaşamamış. Geriye kalan yedi sarnıç, içeriye doğru kayaya oyularak yapılmış ve üst kısmı küçük taşlarla tamamlanmış. Bu sayede dağlardan gelen suyu israf etmeden sarnıçlarda depolayabilmişler. Son yıllarda, şehir surlarının dışında bulunan antik şehir Dara'nın bir bölümünde yerel halk tarafından "zindan" olarak adlandırılan, 6. yüzyıla ait bir sarnıç keşfedildi. Köylüler kısmen ahır olarak kullanmışlar ve sarnıç zamanla 18 metre toprakla dolmuş. Sarnıcın içini temizlendi ve çökmüş tonozlu çatısını, orijinal taşları kullanarak yeniden restore edildi.