Fırat Yolu'nda Keşfedilen Leopar Sazanı
Keşif çalışmalarıyla dünya genelinde aranan ve koruma altına alınan leopar sazanının varlığı Fırat Nehri’nde kanıtlandı. Bilim insanları, Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından kırmızı listeye alınan bu nadir balık türünü, Fırat Yolu olarak adlandırılan bölgede, yani Malatya, Bingöl, Elazığ ve Tunceli'nin içine alan alanda gerçekleştirdikleri keşif turuyla ortaya çıkardılar. Bu bölge aynı zamanda 2024 trekking turları için yeni bir rota olması sebebi ile yürüyüş yaptığımız rotalardaki fauna ve florayı inceleme fırsatı bulan biz gezginler için bu haber oldukça heyecan verici.
"Leopar sazanı" terimi genellikle "Jaguar Cichlid" olarak bilinen bir tür balığı ifade eder. Bilimsel adı Parachromis managuensis'dir. Bu balık, Orta Amerika'da, özellikle Nikaragua ve Honduras'ta bulunan göletlerde ve nehirlerde yaşayan büyük bir türdür.
Keşif çalışmalarının liderleri olan RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Cüneyt Kaya ve Münevver Oral önderliğindeki ekip, leopar sazanını bulma amacıyla bölgedeki doğal yaşam alanlarını titizlikle inceledi. Üç aylık yoğun çabaların ardından, Dicle ve Fırat nehirlerinde 'komanda balığı' olarak bilinen leopar sazanını başarıyla yakalayarak bu nadir türün varlığını kanıtladılar.
Leopar sazanı, dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında ikinci sırada yer alıyor ve Shoal adlı Doğa Koruma Örgütü tarafından da bu prestijli listede bulunuyor. Doç. Dr. Cüneyt Kaya, keşif sonrası yaptığı açıklamada, bu türün dünya genelindeki önemine vurgu yaparak, "Dünyada en çok aranan birinci balığı bulmuştuk. Çok mutlu olduk. İnanılmaz bir andı. Biz üzerimize düşeni yapıp, Türkiye dosyasını kapatmış olduk. Şimdiki hedefimizde bu türü koruyup, gelecek nesillere aktarabilmek" dedi.
Leopar sazanının bulunmasıyla birlikte, bilim insanları bu nadir balık türünün korunması için bir plan hazırlama yolunda ilerliyor. Doç. Dr. Cüneyt Kaya, bu türün diğerlerinden ayıran belirgin özelliklerine de değinerek, "Hiçbir türde olmayan, vücudunda, başında ve yüzgeçlerinde olan büyük siyah benekler, bu türü çok net bir şekilde karakterize ediyor. Bunun için küçük bir çocuk bile leopar sazanını rahatlıkla ayırt edebilir" diye ekledi.
Bilim insanları, keşif sürecinde bölgedeki balıkçı esnafından da destek aldıklarını belirtiyor. Leopar sazanını bulmak için gece gündüz demeden ağlarını çeken ekip, bu nadir türü aynı gün içinde Dicle ve Fırat nehirlerinde başarıyla yakalayarak bilimsel bir başarı elde etti. Bu keşif, sadece bilim dünyası için değil, aynı zamanda bölgenin ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği açısından da büyük bir önem taşıyor.
Doç. Dr. Münevver Oral, leopar sazanını bulmanın uluslararası literatürde Türkiye'nin dosyasını kapatmak anlamına geldiğini vurgulayarak, "Bugün ise ikinci leopar sazanı bulmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Uluslararası literatürde Türkiye dosyasını kapatmış olduk" dedi. Bu keşif, Türkiye'nin nadir balık türleri açısından dünya genelinde önemli bir konuma geldiğini gösteriyor.
Leopar sazanının bulunmasıyla birlikte, bilim insanları sadece bir keşif yapmış olmanın ötesinde, bu türün korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdürmeyi hedefliyor. Dicle nehrinin sembolü olabilecek bu ender balık türünün korunması, bölgenin ekosistemi için büyük önem taşıyor. Bilim insanları, elde ettikleri bilgilerle uluslararası literatüre katkı sağlamış olmanın gururunu yaşıyor ve gelecek hedeflerini belirlerken bu değerli deneyimden ilham alıyorlar.
Fırat Yolu bölgesinin fauna zenginliğine eklenen bu yeni ve önemli keşfi, Fırat Yolu rotasında gerçekleştireceğimiz trekking turlarımız ile görme ve yerinde inceleme fırsatı bulacağız. Fırat Yolu, sadece doğal güzellikleri değil, aynı zamanda bilimsel ve arkeolojik keşifleriyle de dikkat çeken bir destinasyon olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.