Nazım Hikmet'in Ölüm Yıl Dönümünde Nebil Özgentürk'le Moskova ve St. Petersburg Turu

NAZIM'IN MOSKOVA'SININ İZİNDE
Hiç unutmam, şahane bir ziyaret olmuştu. Türkiye'den 300'ü aşkın sanat insanı ve Nazımsever, 2001 yılında Nazım'ın Moskova'sındaydı. Ben de davetliydim.
İlk kez resmi-gayriresmî anılıyordu Nazım, mezarı başında. Zülfü Livaneli'den Türkan Şoray'a, Tarık Akan'dan Halil Ergün'e ve birçok değerli isme kadar herkes oradaydı, Moskova'da...
Bakanlık da temsil edilmişti törenlerde.
O yıldan itibaren her yıl, hem ocak ayındaki doğum gününde hem de ölüm yıl dönümünde anmalar yapıldı.
Ben de toplamda 12 kez katıldım bu anmalara. Nazım'la Vera'nın yaşadığı evde, tarihî kültür merkezlerinde ve mezarı başında efsanevi törenler düzenlenmişti.
1998 yılında başladığım belgesel maceramdan bu yana, 6 ayrı versiyon Nazım portre filmi yapmıştım. En sonuncusunu Moskova'da çektik. "Sürgün Nazım" ağırlıklıydı. Zordu sürgün yılları Nazım'ın...
Barış madalyasını aldığı ve şiirlerinin Türkçede, ülkesinde yasak olduğu zamanlardı.
Evet... Bedeni özgürdü artık ama kalbi Türkiye’ye, özellikle de İstanbul’a, Piraye’ye, oğlu Memed’e, dostlarına esirdi... Ve Münevver’e...
Sovyetler'de bulunduğu ilk yıllarda hayatı zorluklarla geçti. Zaman zaman mutlu da oluyordu, zaman zaman mutsuz da...
Doktoru ve o dönemdeki hayat arkadaşı Galina, bunları gözlemliyor ve notlar alıyordu. Sonraki yıllarda bu gözlemlerini anılarında anlatacaktı.
1950’lerin ortasında artık kabul gören bir şair ve düşünce adamıydı. Hem Sovyet Yazarlar Birliği’nin toplantılarına katılıyor, hem Sovyetlere bağlı ülkelerde konferanslar veriyor, hem de dünyayı dolaşıyordu.
Bir ara dünya coğrafyasının Türkiye’ye en yakın noktasında, Bulgaristan’da soluklandığı zamanlar, üstü başı İstanbul kokuyordu. Türk soydaşların makineleşen tarım, kooperatifleşme, okul ve öğretmen sıkıntılarına çözüm ortaklığı yapmaktı niyeti.
Belki de hepsinden önemlisi, Türkçenin lezzetini paylaşmaktı.
İşte o sıralarda yazdı "Çok Yorgunum" dizelerini. Ve işte o yıllarda, o günlerde yazdı Mehmetçik’e ağıtı, **"Memedçik Memed"**i.
Bir vapur geçiyordu Boğaz’a doğru...
Özetle, Nazım'ı Moskova'da anmanın, mezarına bir çiçek bırakmanın, anısına düzenlenen konsere katılmanın, 13 yılını geçirdiği şehrin sokaklarında dolaşmanın, adının verildiği müze tadında kültür merkezini ziyaret etmenin ve bu kültür merkezinde yönetimini üstlendiğim "Nazım Aramızda" belgeselini izlemenin anlamı çok değerli diye düşünüyorum.
Katılımcılara şimdiden iyi yolculuklar dilerim.
NEBİL ÖZGENTÜRK

TUR PROGRAMI

1. Gün: İstanbul >> Moskova
Belirtilen saatlerde transfer araçlarımız ile İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya illerinden gelen misafirlerimizi evlerinden alarak havaalanına gidiyoruz. Tüm misafirlerimizle İstanbul Havaalanı'nda THY kontuarı önünde saat 05:00’te buluşuyoruz. Bilet, bagaj ve pasaport işlemlerinin ardından Türk Hava Yolları’nın TK 0413 sefer sayılı, 07:10 uçağı ile Moskova’ya hareket ediyoruz. Dünya tarihinin önemli olaylarının yaşandığı, siyasi ve toplumsal gelişmelere sahne olmuş tarihi merkez Kızıl Meydan ile gezimize başlıyoruz. Ardından sırasıyla renkli St. Basil Katedrali, Lenin Mozolesi, Minin ve Prens Dimitry Heykeli, Lobnoye Mesto, Nikolskaya Kulesi, Bolşoy Tiyatrosu ve Puşkin Müzesi görülecek yerler arasındadır.

Akşam yemeğimizin ardından Nazım Hikmet anısına düzenlenen törene katılıyoruz. Nazım Hikmet’in şiirlerinden bestelenen şarkıları, sürpriz sanatçılardan dinleme fırsatı bulacağız. Gezimizin ardından otelimize geçiyoruz.

2. Gün: Moskova >> Novodeviçi Manastırı >> Kremlin Sarayı 

Otelde alacağımız kahvaltının ardından, Novodeviçi Manastırı ve Nazım Hikmet’in mezarının da bulunduğu Ünlüler Mezarlığı’na gidiyoruz. 3 Haziran 1963’te kaybettiğimiz dünyaca ünlü şairimiz Nazım Hikmet’i, mezarı başında düzenlenecek anma töreniyle yad ediyoruz.

Daha sonra Moskova’da yeni açılan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne giderek, şairimiz adına hazırlanan ve kendisine ithaf edilen son belgesel Nazım Aramızda’yı izliyoruz. Belgeselin ardından Moskova’yı keşfetmeye devam ediyoruz.

Stalin tarafından 1931’de başlatılan, iç mimarisi, dekorasyonu, hızı ve organizasyonu bakımından dünyanın en güzel metro istasyonları arasında gösterilen Moskova metrosunu ziyaret ediyoruz. Metrodan iniş durağımız Arbat Sokağı olacak. Moskova’nın ortasından geçen, trafiğe kapalı ve bir ucundan diğerine kadar yürüyerek keyifle gezilebilen, Rus sosyetesinin uğrak noktalarından biri olan Arbat Sokağı’nı keşfettikten sonra, 1505-1508 yılları arasında inşa edilmiş Kremlin Sarayı’nı ziyaret edeceğiz.

Gezimizde; saray bahçesindeki 9 kilise, 156 çanı ile Çan Kulesi, 2 ton gümüş ve 25 kg altın kullanılarak yapılan, 201.924 kg ağırlığındaki Çar Çanı, 1586 yılında üretilmiş ancak hiç kullanılamamış 15 ton ağırlığındaki top ve 1 ton ağırlığındaki gülleler görülecek yerler arasındadır. Gezimizin ardından otelimize geçeceğiz.

3.Gün: Moskova >> St.Petersburg >> St. Isaak Katedrali >> Voskresenıa Khrıstova Kilisesi (Kanlı Kilise)

Otelde alacağımız kahvaltımızın ardından Tren Garı’na gidiyoruz ve saat 09:30’da St. Petersburg hızlı trende yerimizi alıyoruz. Saat 14:00 gibi Çarlık Rusya’sının başkenti, saraylar, kanallar ve köprülerle süslü St. Petersburg’a varıyoruz. Bugün gerçekleşecek şehir turumuzda; Eski Liman Fenerleri, Darphane, Saat Kulesi, Deli Petro’nun Heykeli, Amirallik Binası ve Avrora Zırhlısı görülecek yerler arasındadır. Vatikan’daki St.Pietro ve Londra’daki St.Paul Katedrallerinden sonra Avrupa’nın 3. büyük katedrali olan St. İsaak Katedrali’ni ziyaret edeceğiz. Fransız mimar A. Ricard de Montferrand tarafından 1818-58 yıllarında yapılmıştır. Ortodoks kiliselerinin en güzeli olarak bilinen katedrali gezdikten sonra Voskresenia Khristova Kilisesi’ne geçeceğiz. 1883 -1907 yılları arası yapılan kilise diğer Ortodoks kiliselerinden çok daha farklıdır. Kilise yakınında III. Alexandr’ın suikast sonucu öldürülmesi nedeniyle “Kırmızı”ya boyanmıştır. Kuru soğana benzer kubbeleri ve diğer mimari özellikleri ile Kızıl Meydan’daki Vasily Katedrali’ne benzemektedir. St. Isaac Katedrali’nden sonra en önemli ikinci mabettir. Gezimizin ardından otelimize geçeceğiz.

4.Gün: St. Petersburg >> Hermıtage >> Petergoff >> Kazan Katedrali

Otelde alacağımız kahvaltı sonrası yürüyerek yapacağımız şehir turunda; St.Petersburg’un Champs Elysees’si olarak kabul edilen Nevsky Caddesi’nde yürüyerek Saray Meydanı’nı geçip Kışlık Saray’a gidiyoruz. 1905 yılında ilk Rus Devrimi’nin başladığı Saray Meydanı ve üç milyonun üzerinde sanat eserine sahip Hermitage Müzesi’ni geziyoruz. Leonardo, Raphael, Michelangelo, Rubens, Van Dyck ve Remrandt gibi tanımış sanatçıların eserlerini yakından görme olanağı yakalıyoruz. Öğle yemeği için verilecek serbest zaman sonrası yaklaşık 40 dakika sürecek yolculuğumuz sonrası yazlık saray olan Petergof Sarayı’na varıyoruz. Planlarını Petro’nun kendi çizdiği, Versay Sarayına rakip bina ve bahçeleri Fin Körfezine bakan, 150 anıtsal çeşme, 4 şelalenin süslediği muhteşem bir bahçe düzenlemesi ile Rus sanat ve mimarisinin doruk noktası olarak kabul edilen Petergof’u geziyoruz. 1714’de ünlü İtalyan mimar Rastrelli’nin inşa ettiği saray, 2. Dünya Savaşı sırasında büyük zarar görmüş ancak savaş sonrası ilk mimarisine sadık kalınarak restore edilmiştir. Petergof gezimiz sonrasında St. Petersburg’a geri dönüp Kazan Katedrali ile gezimize devam ediyoruz. Katedral, İmparator 1. Paul tarafından 1801-11 yılları arasında Roma gezisinden sonra Vatikan’dan etkilenerek yapılmış ve San Pietro’nun bir kopyasıdır. Katedralin, Katolikliğin merkezine benzemesi Ortodoksların ilk başta tepkilerini çekse de kent Fransız işgalindeyken Rus zaferinin simgesine dönüşüp halkın gönlüne taht kurmuştur. 1876 yılında öğrenci gösterileri ilk bu meydanda başlamıştır. Sanat dolu bir gün sonrası otelimize geri dönüyoruz.

5.Gün: Puşkin Kasabası >> Peter & Poul Kalesi

Otelde alacağımız kahvaltı sonrası Çar Köyü olarak bilinen Puşkin Kasabası’na hareket ediyoruz. Yaklaşık 1 saat sürecek yolculuktan sonra Çar Köyü’ne varıyoruz. Büyük Petro’nun karısı I. Katerina zamanında başlamış ve günümüze kadar baştan sona 6 defa yenilenmiş saray, İtalyan asıllı Mimar Rastelli’nin iç dekorasyonunu yaptığı 846 metrekare Balo Salonu süslemeleri için 100 kilo altın harcanmıştır. Sarayın en dikkat çekici yanı ise gizemli hikayesi ile “Kehribar Odası” dır. Vereceğimiz öğle yemeği molası sonrası St. Petersburg gezimize devam ediyoruz. Peter&Paul Kalesi ve Katedrali’ni geziyoruz. İsveç Donanmasına karşı savunma amaçlı planlanmış ancak siyasi tutukluların hapsedilmesi nedeni ile “Ünlüler Hapishanesi” olarak da adlandırılan kalede; Peter’in isyankâr oğlu Alexei, Dostoyevski, Gorki, Troçki ve Lenin’in ağabeyi Alexander gibi ünlü kişiler mahkum olmuşlardır. Ardından, St.Petersburg’un farklı güzelliklerini göreceğimiz, romantik kanalların arasında dolaşacağımız keyifli bir tekne gezisinin ardından akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz.

Not: Bu akşam akşam yemeğinden sonra havalimanına gidileceği için otel konaklama olmayıp gece konaklama uçakta gerçekleşecektir.

6.Gün:  Saint Petersburg >> İstanbul

5. günümüzü akşam yemeği ile tamamladıktan sonra havalimanına hareket ediyoruz. Bilet ve bagaj işlemlerinin tamamlanmasının ardından THY TK 404 sefer sayılı uçuşu ile 01:05’de İstanbul’a hareket ediyoruz. Saat 05.00 da İstanbul’a varışımızın ardından İstanbul'dan gelen misafirlerimizi transfer araçlarımız ile evlerine bırakıyoruz. Yeni gezilerde buluşmak üzere vedalaşıyoruz.

Ev-Havalimanı Transferi: İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya İllerinden programa katılacak misafirlerimiz için geçerlidir. Ev-Havaalanı transfer hizmetimiz max. 50 km ve şehir merkezleri için geçerlidir. Ev-Havalimanı transfer hizmeti, sadece tur başlangıç ve bitiş tarihleri için geçerli olup tur tarihleri dışında yapılmamaktadır. Transfer adresi değişikliği en geç tura 24 saat kala bildirilmesi gerekmektedir. Tur tarihine son 24 saat kaladan sonra adres değişikliği kabul edilmemektedir. Transfer saati turdan 24 saat önce bildirilecek olup, araç ve şöför bilgisi transferden 2 saat önce telefonunuza kısa mesaj ile iletilmektedir.

Uçak Bileti Turumuza dahil olan uçak biletleri, tur başlangıcına son 5 gün kala misafirlerimize gönderilmektedir.

VİZE HAKKINDA;

*Pasaportunuzun tur bitiş tarihinden itibaren 6 ay geçerlilik süresi olması gerekmektedir.

*Türkiye Cumhuriyeti Pasaportuna sahip olan Bordo (Normal) hamili Türk vatandaşları vizeye tabidir.

*Yeşil pasaporta sahip Türk vatandaşları vizeden muaftırlar.

*Diğer ülke vatandaşlarının kendi konsolosluklarından ilgili ülke için giriş şartları hakkında bilgi alması gerekmektedir. Pasaport polisi sizi ülkeye sokmama yetkisine sahiptir. Böyle bir durumda sorumluluk yolcuya aittir.

3 Kişilik (Triple) oda konaklamalarında üçüncü yatak standart olmayıp portatif olabilmektedir.