Bosna Hersek - Jajce
Jajce yazılan ve Yayçe okunan Bosna-Hersek'in merkezindeki Pliva ve Vrbas Nehirlerinin kesişme noktasındaki bu kent, dünyada şelalesi olan tek şehir. Jajce, 14. yüzyılda Bosna Krallığı tarafından kurulmuş ve 1463 yılında Osmanlı tarafından fethedilmiş.
Kent kapısından ilk girdiğimde, altında çeşmesi olan pencereleri renkli çiçekli bir Osmanlı tipi ev karşılıyor beni. Parke taşlı ara sokaklarda hüzünlü bir sessizlik var. Kurşun delikleri dolu her ev. Bir bahçe duvarındaki yavru kedi tek yaşam belirtisi sanki. Yavaş yavaş kaleye doğru çıkarken eski evlerin arasında rengi ve mimarisiyle ayrışan bir bina gözüme ilişiyor. Burası Avusturya-Macaristan döneminde (19.yy) önce finans merkezi, ardından ilköğretim okulu olarak kullanılmış. Bugün ise Etnografya müzesi.
Etnografya müzesinin hemen yanında yer alan Meryem Ana Kilisesi ilk olarak 12. yüzyılda Gotik tarzda yapılmış ve Hz. Meryem’e adanmış. Osmanlı’nın Sırbistan topraklarını fethetmesinin ardından Stephen Tomasevic ve eşi Kraliçe Maria Jajce’ye gelmişler. Maria yanında Aziz Luka’ya ait bazı kutsal emanetleri de getirerek kilisenin yanına çan kulesi inşaa ettirmiş ve emanetleri burada saklamış. 1461 yılında ise Stephen Tomasevic bu kilisede taç giyme töreni gerçekleştirerek Sırp Despotluğu’nun başına geçmiş ancak iki yıl sonra Jajce Osmanlı tarafından alınmış. Tomasevic ise burada idam edilmiş. O dönem için Bosna Krallığı’nda son taç giyme töreni burada yapılmış ve bugün son Bosna kralı Tomasevic’in mezarı Jajce’de bulunan manastırda bulunuyor.
Şehir 1528 yılında Osmanlı tarafından tekrar alındıktan sonra bu kilise de camiye çevrilmiş ve Catacombs ya da Türkçesi ile yeraltı mezarlığı/kilisesi, Antik Roma’dan sonra Hristiyanların da kullanmaya devam ettikleri yeraltı mezarlık ve kiliselerine verilen isimdir. Jajce’de yer alan bu mezarlık ise 15. yüzyılda, şehrin politik ve ekonomik anlamda oldukça önem kazandığı dönemde Bosna Dükü Hrvatinic burayı kendisi ve ailesi için mezar yeri olarak yaptırmış ancak dönemin Bosna kralı Kral Ostoja ile yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu ölümünden sonra buraya gömülmemiş.
Yeraltı mezarlığın görüp yaklaşık 10 dakika yukarıya doğru tırmanışla ulaştığım Kalenin girişindeki sol tarafta bulunan kapı ve üzerindeki simge dikkatimi çekiyor. Kraliyet armasıymış. Jajce kentinin güzel manzarasını yüreğime alıp tekrar meydana iniyorum. Akşam güneşi 1992-1995 yılları arasında hayatını yitirenlerin anıt mezarına düşerken, aşk kilitleriyle bezeli köprüden geçip dünyanın en güzel 12 şelalesinden biri olan Pliva şelaleye yöneliyorum.
Pliva Şelalesi’nin yüksekliği 22 metre, genişliği ise 18 metre.Yakından fotoğraf çekmek epey güç, ıslanmayı göze almanız lazım...
Etrafı dağlarla çevrili bu ortaçağ şehri, iki büyük nehrin kesişme noktasındaki bu muazzam şelale tam bir görsel şölen.
Düş Patikası Balkan turları içerisinde bulunan Saraybosna Una Ulusal Park Trekking Turumuzda da uğradığımız Jajce kentini ve Pliva şelalesini seyahat listenize almanızı öneriyorum.
Meltem Berk Ayaz
Temmuz 2022