Küba - Trinidad
Bugün Küba hakkındaki yazılarıma, Orta Küba'nın keyifli kasabası Sancti Spíritus ilinde bulunan ve 1988 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmış olan, Küba Turumuz boyunca konaklayacak olduğumuz Trinidad kasabasını ekleyerek devam ediyorum. Bu güzel Küba kasabasının tarihi 1514 yılına kadar uzanıyor. 23 Aralık 1514 tarihinde, Diego Velázquez de Cuéllar tarafından "Villa de la Santísima Trinidad" adıyla kuruldu. Bu tarihi kasabanın benzersiz öyküsüne birlikte göz atalım.
Trinidad dediğimizde aklımıza ilk gelenler arasında; kolonyal dönemden miras kalan o büyüleyici evler, içinde barındırdığı müzeler, tarihi kiliseler ve adeta Arnavut kaldırımlarını andıran o güzelim taş sokaklar geliyor.
Küba'nın taptaze enerjisi içinde, Trinidad'ın daracık sokaklarında gezinirken birdenbire kendinizi canlı müziğin ritmine kaptırmış, neşe dolu barların ve restoranların arasında bulabilirsiniz. İşte o an, istediğiniz gibi gezip, eğlenip, hayatın tadını çıkarabileceğiniz anlardan sadece birkaçı.
Trinidad, tam anlamıyla bir hazine gibi, adım attığınız her köşeden tarih fışkırıyor. Örneğin, Trinidad'ın tarihindeki önemli bir yer olan Valle de Ingenios, yani şeker değirmenleri vadisi. Bu vadide, 17, 18 ve 19. yüzyıllarda şeker kamışı üretimi tüm hızıyla sürmekte idi. O dönemlerde buralar, adeta şekerin nabzının attığı yer gibiydi.
Ancak, Trinidad sadece tatlı şeker kamışından ibaret değildi. 18. yüzyılda dünyanın en büyük köle ticaretinin yapıldığı merkezlerden de biriydi. İşte bu yüzden Trinidad'ın toprakları, sadece doğal güzellikleri değil, aynı zamanda derin tarihi izleri de barındırıyor.
Trinidad, sanki İspanyol kolonicilerin zengin ailelerinin büyülü dünyasına açılan bir kapı gibi. Burası, o dönemin göz alıcı evleri, sarayları ve malikaneleri ile dolup taşan bir yerdi. Özellikle Museo Romantico ve Museo Contra Bandistas gibi yerler, o zamanın varlıklı ailelerinin yaşadığı yerlerdi ve şimdi ise bize o tarihi anıları müze olarak sunuyor.
Eğer bu tarihi dokuyu yakından görmek isterseniz, Trinidad sizleri beklemekte. İşte o evlerin taşıdığı hikayeler ve geçmişin büyüsü, her adımda sizi sarmalayacak. Trinidad, mimari dokusunu koruyabilmiş nadir yerlerden biridir.
Trinidad'ın akşamları ayrı bir cazibe barındırıyor. Casa de la Musica, Rumbo, Chacha gibi mekanlarda canlı performanslarla dolu müzik gruplarını dinleyebilirsiniz. Barlar sokağında Afro Küba ritüellerine adanmış grupların danslarına tanıklık edebilir, adeta bir dansın büyüsüne kapılabilirsiniz.
Eğer denizin keyfini çıkarmak isterseniz, Playa Ancon yani Ancon Plajı tam size göre. Trekking ve dağ turizmi sevenler Escambray Dağları'nda at üzerinde gezinti yapabilir veya dağ yamaçlarındaki serin şelalelerde serinleyebilir.
Tabii ki, bu deneyimlere eşlik etmek için özgün lezzetleri tatmadan olmaz. Trinidad'a özgü Chancancara kokteylini mutlaka denemelisiniz. Ayrıca San Jose Restoranı'nda, Küba’nın meşhur şarap soslu Ropa Vieja yemeği ile damaklarınızı şenlendirebilirsiniz. Trinidad, tüm bu özel anılar ve lezzetler ile dolu bir keşifi, seyyah gibi gezeceğiniz bir geziyi vaat ediyor.
Güzel Küba’nın bu eşsiz güzellikteki kasabasını birlikte gezmek ve deneyimlemek için Düş Patikası Küba turlarımıza hepiniz davetlisiniz!