Malatya Fırat Yolu Trekking Yürüyüş Rotaları
Öncelikle Malatya’daki yürüyüş rotalarının hayata geçirilmesi için çaba harcayan herkese teşekkür etmemiz gerekiyor. Sosyal medyadan takip ettiğimiz yaz aylarında yapılan saha çalışmaları hızlı bir şekilde hayata geçirilip tur programlarına alınarak doğa yürüyüşü tutkunlarına imkan yaratmış oldu.
Bu turla birlikte Malatya’yı biraz daha tanıma fırsatı bulduk. Malatya da meyve olarak sadece kayısı ve Arapgir bölgesinde üzüm yetiştiği bilgi dağarcığımızda iken, farklı bölgelerinde farklı meyvelerin yetiştiğini öğrendik. Bir bölgeyi tanımak için doğasına uzanmak, bölgede yaşayan insanlarla sohbet etmek formülünün ne kadar önemli olduğunu burada da gördük.
Arapgir hakkında fotoğrafçı arkadaşlar vasıtasıyla bir miktar bilgi sahibi olmaya başlamışken arkasına bu gezinin denk gelmesi o bölgeyi ve bölge insanını daha iyi tanıma fırsatı bulmamıza sebep oldu.
Yürüyüş rotalarımızın ilk günü Tohma Kanyonu ile başladı. Bu rota haftanın en keyifli rotalardan biriydi. Su geçişleri ve su içinde yürüyüşün, dolayısıyla aksiyonun fazla olması, yol göstericilerimizin rotaya hakim olması, rotayı keyifli hale getiren unsurlardı. Uçak yolculuğu, yürüyüş ve diğer aktiviteler derken Kudret Havuzu ve Darende’yi görmeye fırsat kalmadı. Görebilsek daha da keyifli olacaktı tabii.
2. gün Levent Vadisi’ndeydik. Buradaki rotanın ilk kısımları sıradan bir trekking rotası gibi olsa da mağaralar kısmı ve bu bölgedeki iniş çıkışlar, mağara girişi gibi etkenler rotayı zenginleştiren olumlu yönlerdi. Rotanın yer yer araba yolları il kesişmesi rotanın bana göre ilk sıralarda olmasını engelliyor. Yol üzerindeki meyve ağaçları ve yer incirleri mevsim itibari ile yürüyüşün ödülleriydi.
Seyir terası için maalesef olumlu şeyler söyleyemem. Bir Mimar olarak görünce üzüldüğüm yerlerden biri oldu. Bir şeyler yapmaya çalışırken doğanın bozulması ama ortaya güzel bir şey çıkmaması diye özetleyebilirim. İnşallah çevreye duyarlı kişiler burayı ele alırlar diye umuyorum.
Yol göstericimiz, sevgili Asuman’ın rotaya eklediği Ozan Anıtı güne renk kattı. Ozan Anıtı’nın restorasyonu ile ilgili bir proje olduğunu ancak henüz onaylanmadığını internette araştırırken öğrendim. Şu anda ilgilenilmeyen bakıma muhtaç olan anıt güzel bir restorasyonu hak ediyor.
3.Gün Roma yolu/Vadi geçişi/Göz/Eskişehir vadisi rotası içinde farklı özelliklerde parkurların olması bu rotanın keyifli olmasını sağlıyordu. Tek düzelikten çıkıyor, her bölümü kendine has güzel bir rota oluşturuyordu. Son bölümünde meyve ağaçları arasında olmak yürüyüşün ödülü oldu. Vadide bir miktar suyun olacağı mevsimlerde de yürümek güzel olacaktır diye tahmin ediyorum.
4.Gün Arapgir/Üzüm bağları/Onar köyü rotası da yine farklı özelliklerde patikalardan oluşan bir rotaydı. Üzüm bağları ve meyve bahçeleri arasından yapılan yürüyüş sonunda mevsim olarak uygun olduğu için üzüm bağındaki mola rotayı renklendirdi. Özellikle son bölümde yer alan kısa bir roma yolu ile köye bağlanan bölümdeki yaşam mağaraları arasında eğimli arazide patika yürüyüşü sırasında mağaralara girip inceleme fırsatı bulmak bu rotanın en güzel bölümünü oluşturuyordu. Köyü ve tarihi Büyükocak Cem Evi’ni gezmek günün bonusu oldu.
5.Gün Kutanlı peri bacaları/roma köprüsü rotası, patikası ve inişi çıkışı bol, kayaların arasından yapılan geçişlerle güzel bir rotaydı. Kutanlı peri bacaları güzel bir oluşum, şahsen orada biraz daha kalıp öğlen molasının bu görseli izlerken verilmesini tercih ederdim. Rota üzerindeki yaşam mağaraları tarihsel bağı kuvvetlendiren unsurlardı. Tarihi roma köprüsünün yukarıdan izlendiği kısımda arka grupta olduğum için gürültüden ürküp kaçan dağ keçilerini fotoğraflama imkanım olamadığı için üzüldüm. Başka bir gezide inşallah. Rota bitişinin Tarihi Roma Köprüsü ile olması güzel bir finaldi.
6.Gün Kozluk çayı ve vadisi rotası Kanal yanına gelene kadar olan bölümde dere yanı olmasa çok sıradan olabilecek bir rota, ancak çok sayıda su geçişleri ile harika bir rota haline dönüşmüştü. Son bölümdeki kanal yanı yürüyüşü, rotayı çok keyifli hale getiren bölüm oldu.
Her gün birbirinden farklı özelliklere sahip bölgelerden geçilen rotalarla Malatya’nın farklı doğasını, tarih kokan bölgelerini görme fırsatımız oldu. Bu nedenle rotaları birbiriyle kıyaslamak zor olsa da benim favori rotalarım her zaman içinde aksiyon barındıran rotalar olmuştur. Rotaların su geçişleri ve kayaların arasından iniş çıkış olan bölümleri benim için bu turun favori anlarıydı diyebilirim.
Malatya’nın turizm açısından gelişmesine yardımcı olabilmek için bazı dileklerimi belirtmem gerekirse; Rotalara giriş, çıkış ve otel’e giriş çıkış saatlerinin yürüyüş başlangıç ve bitiş için önemli olduğunu düşünüyorum. Bu da mevcut otellerin uzak olmasından kaynaklanmakta. Darende ile Levent vadisi rotalarına yakın Malatya’ya varmadan kalınabilecek otel, konuk evi v.s. gibi yerlerin oluşması bölge kalkınması açısından da, turizm acentaları programları açısından da faydalı olabilir.
Malatya’nın sadece belirli bir bölümünü gezebildiğimizi düşünüyorum. İnanıyorum ki, Malatya’da daha keşfedilecek güzel yerler, ortaya çıkarılacak tarihi dokular var. Umarım bu güzellikleri bize yaşatan kurumlar çalışmaya devam ederek farklı bölgeleri de turizme kazandırır.
Ayrıca Malatya’da yürüyüşlerimiz sırasında gördüğümüz fosillerin değerlendirilip Kemaliye gezimizde örneğini gördüğümüz gibi bir Müze tarzı bir yapıda sergilemeye ihtiyaç olduğunu da belirtmek isterim.
Emeği geçen tüm doğasever güzel insanları gönülden hatırlayacağım.
Şafak Üçkardeşler
Kasım 2021
4.Gün Arapgir/Üzüm bağları/Onar köyü rotası da yine farklı özelliklerde patikalardan oluşan bir rotaydı. Üzüm bağları ve meyve bahçeleri arasından yapılan yürüyüş sonunda mevsim olarak uygun olduğu için üzüm bağındaki mola rotayı renklendirdi. Özellikle son bölümde yer alan kısa bir roma yolu ile köye bağlanan bölümdeki yaşam mağaraları arasında eğimli arazide patika yürüyüşü sırasında mağaralara girip inceleme fırsatı bulmak bu rotanın en güzel bölümünü oluşturuyordu. Köyü ve tarihi Büyükocak Cem Evi’ni gezmek günün bonusu oldu.
5.Gün Kutanlı peri bacaları/roma köprüsü rotası, patikası ve inişi çıkışı bol, kayaların arasından yapılan geçişlerle güzel bir rotaydı. Kutanlı peri bacaları güzel bir oluşum, şahsen orada biraz daha kalıp öğlen molasının bu görseli izlerken verilmesini tercih ederdim. Rota üzerindeki yaşam mağaraları tarihsel bağı kuvvetlendiren unsurlardı. Tarihi roma köprüsünün yukarıdan izlendiği kısımda arka grupta olduğum için gürültüden ürküp kaçan dağ keçilerini fotoğraflama imkanım olamadığı için üzüldüm. Başka bir gezide inşallah. Rota bitişinin Tarihi Roma Köprüsü ile olması güzel bir finaldi.
6.Gün Kozluk çayı ve vadisi rotası Kanal yanına gelene kadar olan bölümde dere yanı olmasa çok sıradan olabilecek bir rota, ancak çok sayıda su geçişleri ile harika bir rota haline dönüşmüştü. Son bölümdeki kanal yanı yürüyüşü, rotayı çok keyifli hale getiren bölüm oldu.
Her gün birbirinden farklı özelliklere sahip bölgelerden geçilen rotalarla Malatya’nın farklı doğasını, tarih kokan bölgelerini görme fırsatımız oldu. Bu nedenle rotaları birbiriyle kıyaslamak zor olsa da benim favori rotalarım her zaman içinde aksiyon barındıran rotalar olmuştur. Rotaların su geçişleri ve kayaların arasından iniş çıkış olan bölümleri benim için bu turun favori anlarıydı diyebilirim.
Malatya’nın turizm açısından gelişmesine yardımcı olabilmek için bazı dileklerimi belirtmem gerekirse; Rotalara giriş, çıkış ve otel’e giriş çıkış saatlerinin yürüyüş başlangıç ve bitiş için önemli olduğunu düşünüyorum. Bu da mevcut otellerin uzak olmasından kaynaklanmakta. Darende ile Levent vadisi rotalarına yakın Malatya’ya varmadan kalınabilecek otel, konuk evi v.s. gibi yerlerin oluşması bölge kalkınması açısından da, turizm acentaları programları açısından da faydalı olabilir.
Malatya’nın sadece belirli bir bölümünü gezebildiğimizi düşünüyorum. İnanıyorum ki, Malatya’da daha keşfedilecek güzel yerler, ortaya çıkarılacak tarihi dokular var. Umarım bu güzellikleri bize yaşatan kurumlar çalışmaya devam ederek farklı bölgeleri de turizme kazandırır.
Ayrıca Malatya’da yürüyüşlerimiz sırasında gördüğümüz fosillerin değerlendirilip Kemaliye gezimizde örneğini gördüğümüz gibi bir Müze tarzı bir yapıda sergilemeye ihtiyaç olduğunu da belirtmek isterim.
Emeği geçen tüm doğasever güzel insanları gönülden hatırlayacağım.
Şafak Üçkardeşler
Kasım 2021